aslında kendi hesaplaşmasını, kendi ile hesaplaşmasını, kendi ile hesaplaşa ma ma sını başkaları üzerinden yapmaya çalışmak ne tuhaf...
daha tuhaf birşey ise bunun farkında bile ola ma ma k...
bu nasıl bir kaybolmuşluktur silkelenir mi bilinmez.
sıçra ma sın!
tabi ego nun bu kadar tavan yapması durumuna
izin ver me me k gerekir, sağlık açısından!
e ozaman kolay gelsin...



marifet kurulu düzende varolan dayatmalara isyan etmede değil, var zekasını aklıyla kendi lehine çevirebilmekte...
hayatı kendin ve sevdiklerin için çekilmeze neden çevirirsin ki be adam! onun yerine kendi lehine çevirsene.. aksi takdirde kaybetmeye mahkum yaşarsın ki en acısı da etrafındakilerin kaybettiğini, kendinin kazandığını düşünme gafletine düşmendedir. Bizim gibiler yine de sizin gibilere de duacı!

o zaman "şerefe"...



kıssacık zaman ve sığışan onca şey. bahsi geçmişti bu satırlarda ama yine diyeceğim işte e çünkü öyle; hayat planladıklarından değil, karşılaştığın süprizlerden ibaretmiş.

miş* diil tir** o daha uygun bir süredir...

etrafta uçuşan şeyleri yakalamaya çalışsak da tüm gün hatta yakaladığımızı sansak bazen kaçırsak bazen hiç uzanamasak da onlara, akışına bırakmak en iyisi deyip sonucu avuntu ile bağlamaya çalışsak da ı ııh...



başladı bişiler.. adapte olmak evinde bile olsan zor sanki ama düşününce olmak istediğim yerdeyim dedikçe sorun yok. onu ara şşş tırrr bunu sor uşş turrr aslolan budur...
istanbul a bienale gittik, üç gün yorulmaktan beter etti bizi. gidip gelmeler yapılacak tırrr / malı dırrr. bu gidip gelmeler hep olsunlar!
kafada gidip gelmeler de olacaktır di mi? olmalı mıdır peki? olmasa daha mı iyidir yoksa olmama hali yokluk olduğu için varlığı mı tercih etmelidir?
dur ma ma lı dır...

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa