hmm mesela tv bi tarafta açıkken karşılıklı ayna koymak suretiyle akan görüntüler ile baş dönmeleri ne hoş.
sona hmm bi de şey var, millet paylaşmış messela aynı müzii, hanne adı sosyal paylaşım geyiği. smooth criminal karşılıklı çellolların gerginliği tavvanı delen sesi. hepsini birden açarsın, aynı anda diil ı ıh bir ileri bir geri, aynı parçanın farklı saniyelerdeki dilimleridir ama birbirlerine eşlik eden güzellikleri. of tansiyon fırladı, evdeki fiziki yalnızlıkken, aslında içerdeki çok sesliliğin yansımalarıdır belli ki.

millet içinden geleni yaşar mış aman ne güzel, hissedilen bastırılmışlıklarken çoğu zaman bu bünyede. ilaç niyetine yüzünü gösteren herbişeye sarılmaya devam öyleyse...

inanasım gelir di inan, inandırıcı olsaydı!

cannına yandıııım..

evde kulaklıkla dolannıyyorum;
artık hakkaten duyduğumu sanıorum :P
-tamam belki abarttım, öteyi duymayı sevenim.
kaçırdıklarımı hemmen telafi namına; duyduk duymadık yapıorum.

okadar paraya deymiş mi derken, arkada olanı biteni dinliorum :)
e paranoyalar da yapıorum tabbe; ulen evde biri mi var bişi mi geçti... biras daha mı abartsaydım-ı bastırmak da zor olmuo diil hanne. evde oturcak bişi bulamıorum, yicek bişi emeeen boşver yaaaueee. mutluluu artık bunlarda buluorum (yok yok oralara gelmedik daha, fasülye*den ne dio? bi yerde mutsuzluk varsa kaç kaç kaç)

daha kafada sıralanmış kalemler,
biras görmemiş moduna bağlandık...

e doru görmemişin biri ilkin bi görmüş, ağız açık damlayan sularla, daha çok havalarda bakışlar, parlamış gözlerle etrafta salınmaya devam ediyorum*** bi çoğuna bitmiş gibi gelen cümlenin sonuna dahi üç nokta koymayı seviyorum.

yenniden hortlayan çeşme modlarında, kar ı da gördükten sonraaaaa,
hı hı
içindeyken kabulü zor geleni,
dışına çıktıktan sonra bağrıma basmak istiyorum...

***birgün birgün bir çocuk

buralarda mantar çok muşşş; gördük.
hangisi yenir hangisi yenmez, sorulagelendir.
e hehh hepsi yenir.
kimi yamultur; o kadar...




hmm güzel yazar*, eet

pardon sizi birine benzettim?
hı!
eet kessinlikle my dogy bir bold*y...
yakın zaman sayılır, bold-u anma yaptığımdan diil, tripler bizzat kendisi olup, tam bir sarılmalık, gelip kafasını kucağa bırakmalık, karizma iki renk göz, my dogy=bold*y.

sag cenahda görülür; tek kare ayırmaya değer, arada beslenesi iyi kalpli gramlin -ki hakkaten bunun kötü olan tiplenmesinden de mevcut, kendisi beslemeler sırası uzaktan yan yan bakmalar yapar sadece, yanaşmaz saolsun.



budda yinne nispetlik, ders arası gençlik aşısı :P
deniz+barış beyler o mevzuuyu geççicek siniz...

görecelidir, ı ıh erken diil, gün yarılanmış durumda; 5saattir ayakta duran biri için, gerçek, tesadüfi gerçekleşmelerden ibaret ibretlikler...

ve hatta

yarışmanın konsepti aşkmış, masamda duran broşürde yazar. yanında "tutku"dur masada konuçlanmış, arada yenen. ha bi haftadır kantin yollarını gözleyen yıkanması lazımdan öte, t.k.fincanı...ve dönüp durandır güzzelim mmm parça;

http://www.youtube.com/watch?v=unsf-i312Ds&feature=BF&list=QL&index=5

saat 1-5 arası biras uyku. babadan kalıp gelme küçük radyoda ilk duyulandır ama hakkaten dinlenir...

http://www.youtube.com/watch?v=J8hi26kQFnc

heh düşünüyorum kararlılık mı, gel-gitlerle? doğasını değiştirme niyetlisi deilim, ozaman artık sessiz kalmakta fayda var. bu da alınan bir kararsa, kelimenin hakkını verebilmeyi umuyorum... seyreltiyorum...

saat ve tek başınalık itibariyle, aslında koku almayan burnun dibinde koku veren(!) bir mum eşliğinde ööööölesine izlencelik. duygu modunda diil gaaayet de realistik modda yaklaştım valla. öğrendik artık, böle şeylere rastlanmıyo kardeşim.
buyrunuzz; ismi de filmden gelir, soundtrackte en birrincidirrr...

http://www.youtube.com/watch?v=V3dtfFG-5QQ&feature=related

P.S. a.e. için bakındığım gitar ve piyano kıssa kıssa'larını tüm gün, çokça keyif alarak dinlediğimi farkettim, töbe töbe...

eh bi pazar kalmış, her işi sığdır, erkenden biras hijyen.
iki gündür gelen seslerin düğün dernek sanmaları meğer deve güreşleriymiş, heaaaaaa etraftaki deve gezmeleri demek ondanmış. haydi bakaaalım dışarda, gelen seslerle iz sürmeler ama ı ıh bulamadım, millete de soramıosun e ses hiiiç çıkmıo. birkaç gün sürücek sanırım, yakalayabilirsek bakalım...

soona bi nöbetçi eczane bulunur, ağız hareketleri ile derdini anlatma uğraşları, dur kendini yorma iğne yapalım. iki cümle kurmak sancılıyken, şeker ecza görevlilerinin önce meraklarını gidermeli; efenim öğrenci misiniz? hmm zaten pek bi güzel sanatlar havanız var(!) o ne demekse... nası becerdiniz? evde bizim hanımlara da yapalım aynından bi şakalar bi şakalar.
geçici olduğunu umduğum bir süre için telefonlara dahi cevap veremiyorum :S ne traji komiktir bilemedim.
bekliyorum...

yılbaşı ertesi, hı hı millet kendine gelemezken, bizde enerji bol, etrafa saçalım niyetiyle, eet yaa bodrumda yaşıyorum dedirten manzaraları görmeyi özlemişiz.

deniz deniz ne güzel, ben de balık adam olcam eet ben eksik kalmam(!) özenirim tabe yaa.

önceki geceden kalma baş ağrısına efenim önce bi ciddi keyifli sonrası can acısı hallerin bünyeden atılmasına bire bir hayırlısından iş yaptık.

tespitgiller: el takıntısı, zamanında herbir parmağın kişileştirilme anlayışının bünyeye yerleşmesinden ileri gelmekte, hasta bünye ne bulduysa giymiş modunda gezmekte, çok konuşmadır sebebi yine ses gitti, akşam tekrar bi baraka izlemelerinde kısık ses moduna geçişler görülmekte; işin komik tarafı, karşıdakilerin de kısık ses moduna istemsiz geçişlerinin görülmesinde :)
süper si niz...

bilmez, tabi nerden bilsin...

ikki bin tık'ın yarısı sendendir, yine ikki gündür tek dinlenendir, arada kaçan sözleri açıp kendine pay çıkarmaya çalıştığın da. tabbe o ara içten iki çatışmadır sürekli yaşanan yine içte patlamaktadır. gece anne aramaları yapıp, üstündeki gölge ne zaman kalkıcak diye sorarsın,kızdığın yine kendindir, bir hap versin istersin... karşıdan gelen hep aynıdır, sadece seni düşünür tabi, ses tonu düşer ve ertesi sabah tekrar aramalar, endişelidir. iyiyim dersin. iyisin zannedersin. iyisindir de biçok kereler. uçar kaçamazsın, dalar çıkamazsın, susar bakamazsın...

ama bilmez ki, nerden bilsin...

karşıya baktığını sanırken anca burnunun ucunu görürken, herşeyin göründüğü gibi yaşandığını zannederken... ı ıh, hiç bir b.k bilmez. sense haaaaala izin verirsin, iliğin daha da kurusun, derin kemiklerine yapışsın diye.

traj-ı komik olan da şu an istesen de, bi fiil sesini çıkaramayışındır. ses telleri hassaslıktan, hastalıktan iptal olmuşken, ikkibin birinci tıklamada eşlik etmek istediğin dert'i sadece dinlersin, dinlersin...

http://www.dailymotion.com/video/x8xjdw_haramiler-mavi-duvar_music

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa