hep giden; kalanlarda olmasına isyanlardadır şu aralar. penceresi ile tel arasında sıkışmış kertenkeleyi ne kurtarabilmekte ne de öldürebilmektedir. sadece hala orada mı diye kontrol etmektedir sabahları.

balkonunda yavrulayan kedi ile üç kedi(cik) ile evde kara kız, denge kurmaya çalışmak zordur vesselam.

neden sonra sıcaktan akışkanlıkların ilacı cereyan esintileri için açar pencereyi. bilemez belki içeri salmıştır herifi, belki de aradan sızdırmıştır.

2 senenin sonu et yığınlarından da sızarcasına kaçan bizatihii o iken, geceli gündüzlü katıldığı tekne gezmeleri. şimdilik yalnız bırakılmış koylarda soluğu almak gibisi yoktur artık. bakar bakar haaaala bulamaz büyük ayıyı.

yine yeni geldiği bir gece koylarda yüzmece seansları ile beğeneceği bir uykuya balıklama dalacaktır, tekneden suya atlar gibi.

ve sıra gündüzde, teknenin en başında o adını bilmediği uzun çıkıntıda arada çıkan dalgalarla havalanmaya başlaması ile gelen güp güp sesleri... tam da bu tutar onu, sıkı sıkı. herkesin kafalardaki algılarının tam zıttını barındırdığı bünyede ateşli savunuculuğunu yaptığı o çok özlediği keşmekeş kozmopolit varlığı, kısa bir süre sonra uzun bir süreliğine alacaktır koynuna,  canım istanbul mu?

duyguların akışkan hallerinin buharlaşma evrelerindeydi.
gece kan ter içinde uyanıp, serinlemek için binbir türlü olasılık hallerine girişlerin, sonuçta uyuyakalmalarla, sabahın kör vakitleri, şiş gözler ve bademcikler ile uyanmasına şaşmamalıydı.
son kalan olmasına rağmen tek başına oturacak yer bulamaması, erkenden yatağa uzanmalarının sebebiydi belki de.

ev kalabalıktı.
mesela iki adet bisiklet kası vardı artık; wiskas*ız.
sonra bir adet topuk dikeni kıvamında sol ayak topuk kemik ağrısı ile sıcağın sonucu alerjik bünyede kaçınılmaz son sırt omuz arası minik isilikler. çene kasmaları sonucu sürekli gergin diş-çene ittifakı. iki adet alerjik göz kaşıntı sendromu ile sabahları hasıl olan çapaklanma sorunsalı.
herbirinin sesi ne de çok çıkmakta, düşünmek tamamen arka planda, herkes sadece görevini yapmakta, kimi üstüne vazife olmadığı işlere dahi kalkışmakta, sıklıkla.

sonrası için yapılan işler birer sanrıdan ibaretken, zihinlerde canlanan hep benzer eskaza fotoğraf kareleri. aniden bir yerlerde giren çerçeve bozmaca...

ve eve gelen tanıdık bir misafir ile eski defterler üzerinden hayıflanma seansları, atılan fazla fazla karalama olayları, kullanılan karakalemler zamanla silinirdi, artık tükenmeze geçmiş, karalamalarla daha da yorulmakta...

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa