mesela dışarı çıkarsınız, herkes her yerde gayet rahat, gayet ortada, teşhirci... kendi evlerinde bukadar kapalı olmaları pek bi anlaşılmaz gelmekte azizim.
iki aydan sonra, haaala.
sıkı sıkıya kapalı aralık dahi bırakılmayan kapıların, perdelerin gerisi ötesi berisi hadi ama dedirtir insana.

vala şaşırıyorum bazen acaba çok mu uzak çok mu yakın oldu, çekip sarılmak mı yoksa iki metre uzak durmak mı gerekio bunların alanlarında gezinirken. tamam tek bir ülkedeyiz, burada ikamet etmekteyiz bi süredir ama bu ülke vatandaşı dışında, 3-5 farklı cins arkadaş sahibi olarak adaptasyonda farklı levellarda, daha bi kafa karmaşasının yaşanmakta olduğu bu durum, kültür şokuna sek ve duble sebebiyet verilmekte.

kimi iki yanağından öpüyoduk, kimin elini sıkıyoduk, kimine uzaktan işaret çakıoduk evet bu konularda biraz çakıyoruz şuaralar.

zaten konuşmalarda artık üç dil yaşanmakta. mecburen ingilizce ile araya zoraki öğrenme alıştırma endişesinden ispanyolca ve haydaaaaa nerden de çıkıverdi, havada yakalanamayan türkçe ünlem ve tek kelimelikler...

ha unutmadan haftasonu gelen peder ve alamancasından da sevgiler...


insanlar, kendi mekanları dışına çıktıklarında, alışın olmama durumları ile ilgili problemleri var zannımca, zira yegane sorular bu konu üzerine temelli. benim de bu soruya bakışımda sıkıntı var galiba, alışmaktan kasıtlarını her defasında duymak isterim, soranın tarafından algılanış hali ne ola ki acaba? gelmekten/gitmekten beri 47 gün geçmiş. e 40*ı çıkmış gari.

içindeyken soyutlama hissiyatını duymaya başladığın o an, bu sorunun cevabında eveti yakalamaya başladığın an gibi gelmekte. muhtemel korunma ihtiyacı için oluşturduğun kalkanlar, dışardan gelecek herşeye daha duyu kabartmalar, 360derece açıyla algı alanını sündürerek sürdüğün yaşam, ne zaman ki çantada yatan kulaklıktan bağırttığın müziği kulaklara tekrar ulaştırır, işte o zaman turist modundan çıktığın andır. yüksek volümlü gırtlakların tahammülleri zorlaşmaya başlamıştır, hani kalabalığı, gürültüyü patırtıyı tölere eden engin bir sabır hali vardır ya onu kaybettiğin andır, mekanı ve zamanı daha gerçekçi yaşamaya başlamış gibi. çünkü aslında nerde olursan ol herşey hiç de o kadar güzel değildir. beraberinde beynini de taşıdığın sürece...

PS: hala espanol parçalamaları, bi dakka sakin halleri, hepimiz kardeşiz modları ile diplomasi krizleri devam etmekte iken güzel bea dedirten naçizane durumları uğraş dur sürüp gitmekte...

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa