herşey bir gece yarısı başladı ki hep öyle değil midir zaten? nedeni bilinmez bir uyku bölünmesi, akabinde de madem uyuyamıyorum o zaman normalde uğraşılmayacak işlere kalkışayım dürtüsü... sonuç; varolan mesleki dergilerin tümünün içindekiler kısmının taranması suretiyle sıklıkla başvurulabilecek kuvvetle muhtemel (bunu da eklemek istedim nedense ama yanlış kullandığımdan da eminim :) ) makale vs ıvır zıvırın listesinin oluşturulması. hani tamamen kendime kolaylık olsun. baktım cidden oluyo, diğer kaynaklara da mı uygulasam dediim ama henüz onlara sıra gelmedi. uykumun kaçtığı çok gece var elbet yok değil, diğer lüzümsüzzz şeyleri bir bitireyim sonra.
bu dönem sürekli kütüphaneye taşınıp kitapları taşımaktayım malum. heryer kitap süper :) evin iki odasını işgal etmeme rağmen yetiremiyorum ama suç benim mi tüm odaları genelde küçük yapan zihniyetlerin mi?
mimar değince kamusal alan sempozyum platformunda(!) mümtaz hocamın ankara tabelaları konuşulurken söylediği cümleler aklıma geldi heheh dinleyenler bilir.
neyse kitaplar diyordum. bir kısmı da bir süre önce elime geçtiler. aman da aman hepsi de ne güzel şeyler!



durumdan haberdar ediceğimi söylemiştim. işte budur son durum. aslında geçen sene bir deneme daha yapmıştım; küçük bir kurtarılmış bölge edasında bir bahçe idi kendileri. bazı yüklendiği anlamları vardı, elimden çıkartıldı ve akıbeti bilinmemekte. çok da alternatifi yoktu sanırsam çöpü boylamak dışında.
tekrar niyetindeyim yine bir yerleri kurtarmanın. şuaralar uğraştığım maketlerden biri gibi olucak sanırsam. küçük bahçecik... küçük sıfatı yeterli değil bahçecik aynı zamanda.



efenim masaüstüm herzaman kalabalıktır. bilgisayarımdakinin aksine. ilginç bir ters köşe durumu sözkonusu aslında. arka plan her zaman fotosuzdur, siyahtır ve sıklıkla kullandığım bazı kısa yollar dışında başka bir şey mevcut değildir ki onlar da gelenesel yerlerde bulunmazlar hiçbir zaman. hepsi yukarıya dizilmişlerdir ama onu da ben kendi içimde gelenekselleştirdim; hiçbir zaman tepedeki yerleri değişmedi. bu nasıl iş şimdi ben de düşününce garip geldi. sözde farklılığa açık ama içinde kapalı :) neyse konumuza dönelim;
yukarıdaki fotodan bir kare detay girmek isterim ki o da şudur;



yıllanmış bir değer, aitlik belirtmek vazifesi... etiketin kendisi de yıllanmış. hala benzerleri var. zamana uydurulmuşlar. sanırım üstleri daha parlak, fosforlu vs yok yok bunun benzeri yok doğru. bu hakkaten yıllanmış bir parça o yüzden kıymetli :)



etrafta gezen ve ısrarla kağıt bardaklarda yetişmeyi isteyen çim topları dışında -ki son durum haberi geçerim yine- minik minik şeyler de türedi bu -aralar...
aslında zorlar, zaman istiyorlar ve gün geçtikçe çeşitlenip çoğalıyorlar. Benim de canıma minnet; nasılsa asıl işler hep beklerler, hiç gitmezler ve meli malı hale geldikleri için daha da bekletilirler. kaçınılmaz olan budur ama sıkıntı yaratır bünyede; bu sefer daha da itilirsiniz farklı şeylere. sözgelimi bir akşam duvardaki eski puzzlelarınızı indiriiiip, iyileştirme girişimlerinde bulunmak suretiyle tek tek sökmekle uğraşmanız da bundan ileri gelmektedir kanımca. tabii kim bilir kaç zaman alacak bu çabalar -bir son durum haberi de bunun için geçerim bir ara!
ne yapalım? bu -aralar böyle.
farklı farklı türeyecek şeyler de kapıda bekliyorlar. çok bekletmemek lazım...




bu yeni bir tarif.
hiç bitmesin dediğim cinsden arayışlar, arada takılmalar ve sonra tekrar devamlar. ama çeşitli tavsiyeler paylaşmak lazım gelir:
gündüz vakti olsun mesela 2-3civarı, insanların yoğun olduğu noktalarda aralarında olun, sonra da kendinizi sınayın; aralarına cidden dalmak mı yoksa karışmak mı mevcut bünyede (güzellikten başka :) )?
aslında bence önce bi yukarlarda dolaşıyormuşçasına tepelerden bakın. zaten bünyede geçici süre ile var olacak güzellik, sizin tepelerde olmanızı fazlasıyla sağlayacaktır ya da en diplerde...
sürekli bakın, bu bakınma hiç bitmesin ama yanına birşeyler de katın. aç bırakmamak lazım bünyeyi, hiç doyurmamak da ama doyduğunu sanma"ma"k en önemlisi belki de..
dikkat bunu evde denemeyin derim!

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa