""
iki seneyi geçkindir uzak lamalar, hem içerden hem dışardan.
252 ve 48 dir yapılan hesapların ve bazı şeyleri hesaplayamamanın verdiği sonuç.
yine aynı hesaplar ve hasaplayamamalar ile iki katı resmileşmiş sonuçlardan çıkan 34 ile daha uzaklaşmalar ve meraklar...
nası görmek istedimse öyle işte...
""
-ki kendisi saf kan arap, bir hayli genç ve zamanında korkutulmuş, acayip heybetinin aksine oldukça ürkek-
amannın nassı da şaşırttın öyle, nasıl da attan düşmüşe döndürdün, manejde sevgili kumlarla buluşmamız 3 kere tansiyon düşüklüğü ertesi içerde ne varsa çıkarmalar ve öncesi içerdekilerin aralarında yerlerinin tamamen karışmaları ve acil ile son buldu.
sevgili genç irisi saf kan arap Kay...
profesyonelliğe biraz daha yaklaşmış olmanın (yeri öpünce öyle söylenirmiş) haklı grurunu yaşattın. bana çıkardığın fatura kaba et ağrıları, işlevsizleşmiş bir sağ(!) kol ile acilde acılar içinde inleyen, rimelleri akmış, saçları birbirine karışmış, çizmesini dahi doğru dürüst giyemeden ilk defa sedyede taşınmış geçkin bir genç binici.
yok yok yine de ucuz atlattık.
ha bir de buradan sevgili can dostlar Roxy ve Maria'ya çok sevgiler...
önce Graphic Design in Japan'de geçen samurai felsefesinde zihin boşaltma durumlarının self realization tarafına çekme ilgisi kaynaklı, uzun zamandır izlenmeyi bekleyen anime serileri ile başlayan bir serüvenin hikayesi, bunlardan mütevellit...
*samurai champloo* (süper tipler, süper tripler, ingilizce değil orjinal izlenmeli her biri)
*samurai 7* (krusawa)
*african samurai* (samuel l jackson seslendirmeli, ırk ayrımı değil benimkisi ama açıkçası samurai durumu ile zenci genel yürüyüş ve triplerini bağdaştıramadım,yakıştıramadım, kendisinin filmi de mevcut olup çok da izleme hevesli değilim).
sonra ara ara filmler,
*Hara-Kiri: Death of a Samurai* (2011 yapımı "güzel japon -eet olabiliyor-" Ebizo Ichikawa için izlenesi )
*13 Assassins* (bu kadar kan bu kadar şiddet fena kategorisinde ama soluksuz izlenir, önerilir)
*The Twilight Samurai* ("güzel japon -eet olabiliyor-" serisinden Hiroyuki Sanada için izlenesi)
arada
*Ip Man 1-2-3* (accaip gereksiz önyargı ile bir sene izlenmeden az kalsın siliyim gitsin modunda bekleyen süpper film, serinin ilki en başarılısı, diğerleri artık holiwud bolivud malesef)
Sıradaki The Pillow Book
valaa keskin farklar her zaman ilgi sebebidir, merak ve e biraz da deneyimleme heveslisi oluverirsin.
memleketim belge püsür işleri ile oyalanadursun, artık biraz uzaklardan izlemek daha mantıklı gelir. hatta tek bir olay -gecikmeli de olsa- giderayak bu civarlara bakış açını değiştirir. düzenli yapılan, hemen ertesi bacak, karın ağrıları ile akşama iyice tezahür eden gün yorgunluğu; roxy'dir, ingilizdir, asildir, nassıl güzel ve sakin, zekidir. biraz iricedir, yardımsız evet bacaklarım yetişmiyor :) havuçla beslemelik, sirkeli sularla tüyleri parlatmalık heybetli aygırdır kendileri. giderayak tanışmanın şerefine nail olup buraları seviyorum, çiftlik istiyorum, at istiyorum diye dolanırız.
temelden başlamalıydı zaten. motorlu taşıt öncesi at, bisiklet. motor denemesi sırada. bence doğru rotadan ilerlemekteyim.
geçen sefer beni kaçıran ama soğuk kanlılıkla hükmedebilinesi, adrenalini tavan yaptıran, negatifi etrafa savuran avuçlarla alınan pozitif enerji, Roxy'ye -karın, bacak ağrıları eşliğinden- buradan selam olsun :)
geçen sene toplamı ile bir önceki sene kıyasları=daha mı tembellik yapmışız?
yazmak yerine daha mı çok düşünmüşüz acaba?
yeni yıl kuralları; daha bir rasyonel olma kararları.
daha rasyonel olalım=self realization adına daha bir spiritüel dünyalarda gezinirken motivasyon meditasyon dolu olalım.
zira ifade etme uğraşısından bir hayli uzağım.
beklenen keskin kırılmalar (ne demek istedim bilemedim) No1; değişen rasyonalite gerçekiliği(!)=kavramlarda gözle görünür, dikkate bir hayli değer yer değiştirme.
ha unutmadan yeni yılın ilk dakikalarında yine yollar için bilet ayarlamalarındaydım. bugün de halis imzalı kabul belgem gelmiş, aradaki köprüyü görmek çok da zor değil.
şimdi adamlara gel de anlat.
8de hastane yolları, öğle sonrası 3,5lar lar lar
tahliller ler ler ile
temiz, olumlu, negatif ya da pozitif her ne dil*se.
şimdi adamlara gel de anlat.
(iç ses devam eder...
doğru.
eet biraz fazla.
şimdi adamlara gel de anlat.
değerli rapor imzacılarından birinin ifadesine göre;
"hastaysan da git ya, hastaysan da git"
şimdi adamlara gel de anlat.
yapmak istediğim çalışma esasında biraz kafa sıkıntılarını yansıtmakla, dı sesle yoğrulmuş iç ses,
efenim böyle bi dışavurumlar, iletişim değil gibi görünen iletişim temelli ama orjin nokta kaydırmaları ile ifadeden ziyade sanki ifade araçlarını aramak üzerine vb.
ucundan mental illness lazım.
şimdi adamlara gel de anlat.
-hiç tedavi gördünüz mü?
-birkaç görüşmüşlüğüm var.
-ne zamandı?
-ha yok yok üniversite zamanları canım.
(muhtemel düşünülen genel geçer semptomlardır bunlar, geçer geçer ile önemsiz bulunmalar)
-zararlı alışkanlıklarınız var mı?
-nası içki, sigara, kumar gibi mi (yersiz sevimsiz bir ifade ile sırıtmadan öteye geçemez konuşma ve devamı...) yok vala yalnızca arada sosyal içiciyim ben.
-ne sıklıkta tüketim?
-haftada bir-iki.
-ha iyi (anneye göre *bağımlı olma bak dikkat et ile eşdeğer)
esasında ara verme vaktinin yokluğunun platformlarda farklı algılar şeklinde tezahürü..
tek bir şeye odaklanma ile diğer herşeye verilen aranın temsili uzatması.
uzatma, artan bir ivme ile hızlanmada; aynı anda ve geri sayımla...
önce manevi evlat acısı, reddedilen materyalist duyguların enerji dönüşümünü sağlayabilmek adına sürdürülebilirliklere katılmaya başlamaları sözkonusu. iki senede oluşan, bilgisiyar masa üstü kalabasının untitled ibaresi yerine kullanılan ıvır zıvır yığılmalarının, hem sanaldan hem somuttan hareketlilikleri had safhada. temizlik değil geri dönüşümdür; iki senenin yığıntısını etrafa saçmaktayım. azalttıkça içerdeki ferahlık dışarıyı kirletir mi bilmem, görece mevcut.
ama ben tek bir sırt çantası ile iki seneyi kapatıp, yeni bir mekanda yeni bir dört seneyi kovalamaktayım.
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa