şuara ilginç bir şekilde evde bilimum kapı, dolap kapağı vs vs adını bilmediğim ev çıkıntısını bulup, kafa bölgesini çarpmak suretiyle değdirmece yaşıyorum. kafa mı vuruorum kafa mı atıyorum bilemiorum. ha aralarındaki farkı mevzu bahise zaten gerek yok bence, gayet açık ama iki durumda da kesinlikle kasti niyetler mevcut olmadığını bildirir; böylece 5 yaşında ya da akıl hastası bir insan olmadığımı doğrulamak isterim.
bu duruma kendimce bir açıklama da bulmaktan geri durmam elbet; dolu, dolu, kafa çok dolu... bu doluluk bünyede sinir yapıyo, yapılan sinir içten içe dürtmek suretiyle kendi alanında bir bilinçaltı oluşturuyo ve bi şekilde çıkış yolu bulmak, tek seçenek halini alıyo. özellikle de doluluktan bünyenin ürettiği sinir sözkonusu iken, kafanın bilimum şiddetlerde herhangi bir bölgesinin etrafa geçirilmesi suretiyle yaşanan temas, birikmiş bulunan sinirin etrafa yayılıp emilimini hızlandırıyo.
işte kafalar dolu, sürekli yaratılan sıkıntılarla bulunamayan çözümler işlemiş bünyelere. dalgınlık almış başını gitmiş. e şapşallık da hafiften başgösterince, oluşan reaksiyon sonucu böyle tepkimeler kaçınılmaz.
hmm yok yahu bi düşündüm de breaking bad'dir bu arayışların cevabı :) bünyenin, hızlı bir başlangıç ile dalınan kimya dünyasının binbir reaksiyonlarının etkisi altında kalındığı çok açık, bu beyanlar bundan ileri gelmektedir. onca yazılanın fikri açıktır; buara kafayı oraya buraya bilinçsizce geçirmekteyim, dalgınım, hayırlısı(!)nı dilenmek lazım gelir.
Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
0 yorum:
Yorum Gönder