aslında buralardanın kıssadan hisselerindendir ler...
esasen fazlalaşma ihtimallerini iki-üç gün niyeti ve minimum gereksinimler yeterler kabulü ile, ilk gün biten şarjlar sonucu yok etmiş bulunmaktaydım. ha bir de sıkılmış bir bünyenin tüm gün elden düşmeyen oyalanma heveslerini hesaba katmamıştım :)
halen buralardayım. bir süre sonra yine buralarda olmayı bekliyorum. bu sefer daha geniş geniş hazırlıklarla, uzun süreli idareler garantilemek söz konusu tabi...
Etiketler: pistik koktuk güzeldik güzeldik
gidiyorum.
hmm gidiyorum mu geliyorum mu acebe pek de bilemedim :S
geride kalan tarafında değilim. aslında geride kalan da olabilirim... ya daaaa iki arada sürekli gidip gelen, amanın o taraftan uzak durmakta fayda var sanki.
sanırım bir odak seçmeli ve ona göre söylemeli. zira her durumda her ihtimali kendine uyarlamak mümkün gelir. durumlar mı kendine uyarlanır yoksa kendin mi durumlara o da değişkendir sanki.
ama yarın için bir süre ben, hareket halinde olan taraftayım. sonra sabit tarafa geçerim hatta bir süre uzunca bir süre de o taraflarda kalabilirim. istediğimden mi bilemedim.
paraleller var işte ya. arada kesişenler. ama hep bir alanda dolanan arada sabite bağlayan paraleller ve kesişenler. sanki farklı evrenler, aslında değiller. garipler...
şimdi bazı şeyler düşündüm ama yanında tehlikeli getirilerinin olabilitesini de düşününce, eyleme geçmekten geri durup düşünce bazlarında bırakma sıkıntıları ile boğuşmaktayım.
mesela mesela bikaç ilan ne güzel olurdu;
gazeletelerde mesela..
sonra yerlere yapıştırdıklarından da olabilirdi mesela.. hani biz sürekli ya yere ya havaya bakan tiplerden olduğumuz için, yere yapışmış bilmem ne yapılır, al bu da telefonu mesela..
ya da bolca koli bandı ile bi ağaca sarılan bi ilan:aranıyor.. mesela..
görüşme şu şekildeydi; bize iki kilo şeker lazım, sen tuzla gelmişsin. tuzu bırak şeker verebilecen mi? hem sen dışarda pek ticaretini de yapmamışsın bunun. e elinde hem şeker yok hem piyasasından bi habersin kardeşim söle bakim nerelisin sen?
yahu tamam sana biz gel dedik, bi ara iyisin hoşsun bile dedik ama yok biz karar verdik sen işe yaramazsın. hem senin elindeki tuz bize yaramaz da biz karar da verdik. sen bize gelmezsin.
e kardeşim madem öle ilan verseydiniz, tamam verdiniz de yok öle diil, yukardakilerden verseydiniz.
bide şu var tabi;
haaa pardon ben yanlış yere mi geldim burası neresi?
ya da yok kardeşim sen yanlış yere gelmişsin kime bakmıştın ki?
ha bi de ben şu kişiyi aramıştım ama yanlış olmuş galiba :s
bunlar ekseriyetle çoğaltılır, etrafa yayılır hatta özenle saçılır bence etraftan kaçılın (doğrusu bence etraftan çekilin ya da kaçının olabilir yok kaçının yanlıştan için kullanılırsa daha bir doğru olur)
zemin öyle bir zemin nasıl mı şöyle; fazlasıyla kaygan hatta yapış yapış. eve geldim, bir bulaşmış bir yapışmış çıkartırken gözümden yaş geldi.
yazık ayol ne diim. ha yooo hayırlı olsun diyim!
birşey daha demek lazım;
4+1+bi+bişe+bişey+birşey+vs+l(e/a)r+falan filan işte=0mış
valla öyle söylediler!
ben talep etmedim,
onlar verdiler.
böyle üstüne birşeler yazan birkaç bişi daha verdiler.
arada biryerlere gitmeye hak verdiler(!)
arada birşeylerde hep öne sürdüler.
meerse hepsi başarısızlık göstergeleriymiş onu öğrendim.
ne kadar istikrarlymışım aslında, hiç çelişki yokmuş ortada onu öğrendim. gazeteye ilanmış aslında işleri görecek onu öğrendim.
hu ha ha birincisin demek aslında bu konuda başarısızsın demekmiş onu öğrendim.
adı geçtiğinde bile burun kıvrılmasının nedenini asıl şimdi öğrendim.
tamam kendi kendime, oturduğum yerden kabul etmiştim zaten de heh burdan da deklare ediyorum -ne gerek varsa;
yanında verdikleri promosyonlar yüzünden bazı gereksiz dergilere para verenlerdenim!
kadın dergileri değil, daha durum o kadar vahim değil, olacağına da pek ihtimal vermiyorum.
her ay mutlaka ne verio die bakındığım şu dizi dergisi. e dizilerinin de bir çoğunun hakkını vererek izledim şimdi. magnet, not defteri veriyosa kaçmaz mesela.
asıl vahim olan bunlar diil aslında. gazetelerin verdiklerini de nedendir bilinmez istiflemekteyim :S geçen elime ne geçerse atıcam hareketi başlatmak suretiyle özellikle de bol bol saçma kağıtları ve ya ben bunu kullanırım zımbırtılarını atmaya uğraşırken şööööle bi baktım da sona da ööööle bi kaldım. bunlar sadece bir kısmı, bir kısmı hareket kurbanı nihayet ama yok adam olmaz düzelmez, son karar.
en son da annemin "artık yatağının üstündeki kitaplarını da kaldırsan" sözlerini de bertaraf ettim -evet o yatak yatılmak için kullanılmıyo uzun zamandır, hani evin bilimum odalarına dağılmıştım da istediğim yerde konaklama lüksüm vardı ya...
sonra geçenlerde gördüğüm bir blog sitesinde hoşuma gitti, hemen hayal ettim heh eet ii fikir; kaldır aradaki duvarları diz kitapları, kim düşünmüş bilmiyorum ama uygulaması bi miktarla beraber bedava.
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa