"Politikamız, dinimiz, haberlerimiz, sporumuz, eğitimimiz ve ticaretimiz; bunların hepsi de protesto unsurunun, hatta halkın etkisinin izine dahi rastlanmayan gösteri dünyasının (show business) hoş uzantılarına dönüşmüştür. Diyeceğim o ki biz, bugün için, ölesiye eğlenme noktasına gelmiş olan bir topluluğuz." (Postman, 2004)



Baştaki alıntının dışında kitabın önsözündeki okuduğum bir yer de çok hoşuma gitti. yazar, Orwell (1984) ve Huxley (cesur yeni dünya) arasındaki farklılıkları biraz özetlemiş. cesur yeni dünyayı okumuştum ama 1984'ü almama rağmen başlayamamıştım. yazarın yazdıklarından etkilendim doğrusu ve onları da eklemek isterim:

"...Orwell bizi nefret ettiğimiz şeylerin mahvetmesinden korkarken, Huxley bizi sevdiğimiz şeylerin mahvedeceğinden korkuyordu. Bu kitap, Orwell'in değil, Huxley'in haklı olduğu düşüncesiyle yazılmıştır." ile sonlanan önsöz. oldukça cüretkar bi bitiriş mi yoksa sadece ben mi etkilendim bilmem.

işin diğer hoşuma giden tarafı ise; daha önce de söylemiştim, tam da nereye dönsem baksam denk gelmem. henüz stickerlar taze. hava koşulları, kafa koşulları ve nedense biraz hmm nereye yapıştırılası kasışları -niyeyse- nedeniyle elimde 4 köşede tıkılı duruyolar. bilumum yerlere yapıştırınca kareleyip burdan afişe edecektim ancak okuduğum şeyler sonunda dayanamadım. şu haliyle koy verdim. onlar yapışınca bir yerlere nasılsa koy veririm yine.

heh bu ara okuduğum şeyler bile beni coşturmaya yetiyo diye gülüyorum. önceden bu kadar değildi sanki, bastırılmışlıklar, sıkışmışlıklar yok yok dışardan gelen değil aslında hepsi içerden daha daha fazlaydı bünyede, ne yazık!

mesela şimdilerde kalp atışımı duyabilmek adına nefesimi tutuyorum. ben nefesimi tutunca, o atışını bağırıyo. delice bir hoşa gitme durumu hasıl oluyo ve yanında bi şeyler daha...

ha hiç mi yok sıkışmışlıklar ohoo tonla. ama onlar artık ayrı bir hazda. çünkü biliyorum :)

0 yorum:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa