tehlikeli bir soru y muşlar. ama kırışıklar? şimdilik mimiklerle sonrası tek başlarına. neyseki göz çevreleri kendindeler, fazla gülmediklerindendir, zaten çevreleri değildir ki içleridir hep güler, yandan yemişinden de olsa. yemiş işte içi yani... gülen hani? demiştim ya, dışı değil.

bir de çatanlar var. feci! asıl maraton koşan onlar. heh yeterince evde evsiz kaldık anlaşılan. illallahların biri ona. kimine saltanat, sona eriyor az sonra. kırışmış mevzu da rafta böylece. anne işte nasılsa, minimiş diye davranır her daim.

yokluğunu aratmayanlar da oldu aslında okulda. hmm hasta mısın sen yine yoksa? ben hasta öğrenci istemem, asistan da istemem. burada kalma niyetin varsa yok onu yemem bunu yemem olmaz. palton yok mu senin? hususi araban mı var yoksa pardösü geçirmiş üstüne. aaa bi de batıkentlerden taaaa buralara. bir daha görmicem bunu giydiğini, hem şu sokak ağzına da son ver yazılarında. "seviyorum, size anne diyebilir miyim?" (cidden ama eheh)

ama sırtım ağrıyo valla, iki gündür de bacaklarımda. ayağım zaten her daim. yamulmuş tipim :) bir de şu domates doğramalarda parmaklar da her daim doğranmasa... hep aynı, sol baş parmak, gerildi ki davul gibi, kıtır kıtır acıtmakta :D fazla detay rahatsız etmesin eheh milyon defa gelmiş gerçi başına. vücutta en fazla yen(ilen)en oraa... hiç yenemeyen nere? cevabını bildiğin soruları sormayı da bırakmak lazım.

ikinci illallah projelere. yok olmuo nası bi dönem anlaşılamıyo. var üstümüzde birşeyler dolanıyo. biliyorum bu bahane ama bahaneler uydurmadım diğerlerine. sanırım uzatmaları oynicaz, fena yaka silktim. oynuyorum döne döne... kafalar şimdilik çarpmıyo duvarlara. hayırlısı dicem bu da teselli. söz kalmadı el işlesin en iyisi!

0 yorum:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa